Suriyeli Mahkûmlar Roumieh Hapishanesinde Hâlâ Bedel Ödüyor
Yazının Giriş Tarihi: 21.02.2025 19:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.02.2025 19:29
Rapor: İman el-Vaar
Lübnan’daki Roumieh Merkezî Hapishanesi'nde tutuklu bulunan Suriyeli mahkûmlar, açlık grevlerinin onuncu gününe girdi. Bu karar, vatanları Suriye’nin özgürleşmesinin üzerinden iki ay geçmesine rağmen hâlâ cezaevinde tutulmalarına karşı bir tepki olarak alındı. Tutuklanmalarının sebebi, Suriye devrimine katılmaları ve eski rejime muhalefet etmeleriydi.
Açlık grevine katılan Suriyeli mahkûmların sayısı 200 siyasi tutukludan 120’sine ulaştı. Sağlık durumları hızla kötüleşirken, kronik hastalıklara sahip olanlar için durum daha da kritik bir hâl aldı. Her gün birkaç mahkûm, kötü muamele ve ihmallerle karşılaşmalarına rağmen hastaneye kaldırılmak zorunda kalıyor. Hapishane yönetimi ve sorumlu doktor ise bu duruma kayıtsız kalıyor.
Mahkûmlar, kan şekeri ve tansiyon düşmesi, uzuvlarda uyuşma, titreme, vücut soğuması ve enerji kaybı gibi fiziksel belirtilerin yanı sıra, ruhsal olarak da duygu durum değişiklikleri, sürekli hüzün ve derin bir mutsuzluk yaşıyor.
Öte yandan, Roumieh Hapishanesi’ndeki tüm Suriyeli tutuklular – aralarında çocuklar da bulunuyor – en ağır işkencelere maruz kaldı. Bazıları, bu sorgu seansları sırasında hayatını kaybetti. Sadece zorla itiraf almak amacıyla yapılan işkenceler, mahkûmlar avukat bile tutamadan, mahkemeye çıkarılmalarıyla sonuçlandı. Pek çok mahkûma idam cezası verildi, ancak bu cezalar henüz uygulanmadı. Bazıları ise müebbet hapse mahkûm edildi.
Bir mahkûm, günlerce çıplak bir şekilde işkenceye maruz kalırken, ağabeyinin önünde aşağılandı. İşkenceciler, ağabeyini, kardeşinin acılarına son vermesi için itirafta bulunmaya zorladı. Mahkûm, neden böyle bir muameleye maruz kaldığını sorduğunda, gardiyan şu cevabı verdi: "Hums’un şu bölgesinden olmak bile başlı başına bir suçtur." Bu da gösteriyor ki tutuklamalar tamamen mezhepçi ve ayrımcı gerekçelerle yapılmış olup, birçok kişinin devrimle hiçbir ilgisi yoktu.
Açlık grevine devam etme konusundaki kararlılıkları sorulduğunda, grevdeki bir mahkûm şu yanıtı verdi: "Özgürlük ya da ölüm! Üçüncü bir seçenek yok." Zulmün ve hapishane karanlığının devam etmesine daha fazla katlanamayacaklarını belirten mahkûmlar, özgürlüklerinin Lübnanlı mahkûm arkadaşlarının serbest bırakılmasıyla birlikte gerçekleşmesini istiyor. Çünkü bu mahkûmlar da Suriye devrimini destekledikleri ve Hizbullah’ın Suriye’de işlediği katliamlara karşı çıktıkları için cezalandırılıyor.
Geçtiğimiz ay, Suriye Geçici Yönetim Başkanı Ahmed Şer’ yaptığı bir ziyarette, Lübnan’daki geçici hükümet başkanı Necip Mikati’den, Lübnan’da tutulan Suriyeli mahkûmların serbest bırakılmasını talep etti. Ancak o günden bugüne kadar, yetkililerden herhangi bir somut adım atılmadı. Konuyla ilgili olarak sadece birkaç gazeteci, aktivist ve mahkûm aileleri seslerini yükseltti. Daha önce Suriyeli tutuklular için aktif olarak çalışan insan hakları örgütlerinden ise bu konuda herhangi bir ciddi girişim henüz gelmedi.
Acaba önümüzdeki günlerde bu mahkûmlar annelerinin vatanına sağ salim dönebilecek mi? Ve acaba gün gelir de, kendilerine zulmeden işkencecilere karşı mahkemelerde tanıklık edip adaletin yerini bulduğunu görebilecekler mi? Belki de o gün yakındır…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İmen Alvaer
Suriyeli Mahkûmlar Roumieh Hapishanesinde Hâlâ Bedel Ödüyor
Rapor: İman el-Vaar
Lübnan’daki Roumieh Merkezî Hapishanesi'nde tutuklu bulunan Suriyeli mahkûmlar, açlık grevlerinin onuncu gününe girdi. Bu karar, vatanları Suriye’nin özgürleşmesinin üzerinden iki ay geçmesine rağmen hâlâ cezaevinde tutulmalarına karşı bir tepki olarak alındı. Tutuklanmalarının sebebi, Suriye devrimine katılmaları ve eski rejime muhalefet etmeleriydi.
Açlık grevine katılan Suriyeli mahkûmların sayısı 200 siyasi tutukludan 120’sine ulaştı. Sağlık durumları hızla kötüleşirken, kronik hastalıklara sahip olanlar için durum daha da kritik bir hâl aldı. Her gün birkaç mahkûm, kötü muamele ve ihmallerle karşılaşmalarına rağmen hastaneye kaldırılmak zorunda kalıyor. Hapishane yönetimi ve sorumlu doktor ise bu duruma kayıtsız kalıyor.
Mahkûmlar, kan şekeri ve tansiyon düşmesi, uzuvlarda uyuşma, titreme, vücut soğuması ve enerji kaybı gibi fiziksel belirtilerin yanı sıra, ruhsal olarak da duygu durum değişiklikleri, sürekli hüzün ve derin bir mutsuzluk yaşıyor.
Öte yandan, Roumieh Hapishanesi’ndeki tüm Suriyeli tutuklular – aralarında çocuklar da bulunuyor – en ağır işkencelere maruz kaldı. Bazıları, bu sorgu seansları sırasında hayatını kaybetti. Sadece zorla itiraf almak amacıyla yapılan işkenceler, mahkûmlar avukat bile tutamadan, mahkemeye çıkarılmalarıyla sonuçlandı. Pek çok mahkûma idam cezası verildi, ancak bu cezalar henüz uygulanmadı. Bazıları ise müebbet hapse mahkûm edildi.
Bir mahkûm, günlerce çıplak bir şekilde işkenceye maruz kalırken, ağabeyinin önünde aşağılandı. İşkenceciler, ağabeyini, kardeşinin acılarına son vermesi için itirafta bulunmaya zorladı. Mahkûm, neden böyle bir muameleye maruz kaldığını sorduğunda, gardiyan şu cevabı verdi: "Hums’un şu bölgesinden olmak bile başlı başına bir suçtur." Bu da gösteriyor ki tutuklamalar tamamen mezhepçi ve ayrımcı gerekçelerle yapılmış olup, birçok kişinin devrimle hiçbir ilgisi yoktu.
Açlık grevine devam etme konusundaki kararlılıkları sorulduğunda, grevdeki bir mahkûm şu yanıtı verdi: "Özgürlük ya da ölüm! Üçüncü bir seçenek yok." Zulmün ve hapishane karanlığının devam etmesine daha fazla katlanamayacaklarını belirten mahkûmlar, özgürlüklerinin Lübnanlı mahkûm arkadaşlarının serbest bırakılmasıyla birlikte gerçekleşmesini istiyor. Çünkü bu mahkûmlar da Suriye devrimini destekledikleri ve Hizbullah’ın Suriye’de işlediği katliamlara karşı çıktıkları için cezalandırılıyor.
Geçtiğimiz ay, Suriye Geçici Yönetim Başkanı Ahmed Şer’ yaptığı bir ziyarette, Lübnan’daki geçici hükümet başkanı Necip Mikati’den, Lübnan’da tutulan Suriyeli mahkûmların serbest bırakılmasını talep etti. Ancak o günden bugüne kadar, yetkililerden herhangi bir somut adım atılmadı. Konuyla ilgili olarak sadece birkaç gazeteci, aktivist ve mahkûm aileleri seslerini yükseltti. Daha önce Suriyeli tutuklular için aktif olarak çalışan insan hakları örgütlerinden ise bu konuda herhangi bir ciddi girişim henüz gelmedi.
Acaba önümüzdeki günlerde bu mahkûmlar annelerinin vatanına sağ salim dönebilecek mi? Ve acaba gün gelir de, kendilerine zulmeden işkencecilere karşı mahkemelerde tanıklık edip adaletin yerini bulduğunu görebilecekler mi? Belki de o gün yakındır…